30 Kasım 2014 Pazar

ABD VE TÜRKİYE SOĞUK SAVAŞI




ABD büyük oyununu iyi oynuyor!.
ABD ORTADOĞUYU YILLARDIR DİZAYN ETTİ.VE ŞİMDİ PARÇALANMASI ADINA
HERŞEYİ YAPIYOR.SUNİ SAVAŞLAR,VE ETNİK SOYKIRIMLAR

YILLARDIR SAVUNDUGU TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ POLİTİKASINDAN VAZGEÇTİ
PARÇALANSIN İSTİYOR.


  Irak ve Suriye politikasında muhalifleri beslerken,biryandanda muhalifleri yok etme adına her türlü zemini hazırlıyor.ABD'nin sürecinde önünde Başkanlık seçim olayı var ,o seçimde büyük ihtimal ki; öylede gözüküyor
Barack OBAMA kaybeder, cumhuriyetçiler büyük ihtimal kazanır.

İşte burada dikkat!.
Not alın büyük harfler ile yazıyorum.

ASLINDA BİR NEVİ ABD-TÜRKİYE  SOĞUK SAVAŞIDIR

    Bu büyük plan ABD'de cumhuriyetçilerin ara seçimlerde iktidarda söz sahibi olmalarınında rolü ile ve ardından 2015 seçimlerinde bir şekilde Türkiye'de siyaseti dizayn etme şartlarını hazır hale getirmektir.Çünkü ABD'nin stratejisi 2016 başkanlık seçimlerine kadar değişik bir ivmede gidecek,bana göre Dış politikası değişime uğrayacak zira Barack OBAMA önünde zor bir dönem  ( iki yıl ) olacak.ABD yıllardır Ortadoğuya barış getirme adına sömürüsünü uyguladı.Dış politikasını zengin yeraltı kaynaklarına göre şekillendirdi.IRAK'taki başarısızlığı ortada,aktif rolde yanına aynı stratejik ortağı olarak gördüğü Türkiye'yi kimi zaman kullandı,kimi zamanda saf dışı bırakmak istedi.Bir çok yerde ön planda belirleyici olmak istedi.Bunu Suriye ve Esad'a karşı yapmış olduğu hamlelerde gördük.ABD 10 yıldır savunduğu toprak bütünlüğü politikasından vazgeçti.Parçalansın istiyor.
     IRAK'ta ve SURİYE'de etnik çatışmalara ve etnik soykırıma sebep örgütlerin çıkmasına göz yuman ve hatta besleyen ABD,Ortadoğuda yeni bir sınır dizaynı yaratma derdinde,ve Türkiye ile uzlaşamadıkları konu muhalifleri destekleme konusunda mutabık olunamadığıdır.Koalisyon bana göre dağılır.Bu süreç ABD'nin politikasında büyük planını devreye sokana kadar ve cumhuriyetçilerin hamlesine kadar sürer gider.Amaç ortadoğuda çıkan savaşı bastırıp yeniden barışı sağlama adına şekil ve dizayn vermek ABD-İSRAİL işbirliği ile

Bunun neticesi olarak ABD'nin Türkiye'den stratejik ortaklık konusunda vazgeçip vazgeçmeyeceği tamamen Türkiye'nin tutumuna bağlı,keza Türkiye Ortadoğuda rol belirleyici konumunda yön çiziyor.Fakat OBAMA'nın politik açıdan artık sandalyesinin azalması ABD'ninde çizgisinde değişiklik olacağının işaretidir.Plan aslında Ortadoğuda ve Türkiye'de yeni dizayn yapma planıdır.Ardından Türkiye'ye şekil verme siyasetine yön verme adına,2015 seçimlerinede etkiside muhtemeldir.Bu defa sanırım Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)  hükümeti içinde zor bir viraj olacaktır.ABD  Ortadoğuya barış getirme adına,parçalanmaya çanak tutuyor.Sonrası toparlama adına barış getirme adına  kuvvetli ihtimal bir müdahale olacaktır.Ve malum  yeni sınır dizaynı olacaktır.Ama bu defa sınırlar petrole göre değil,suya göre çizilecek!.

Ortadoğuda IRAK ve SURİYE yeni dizayna göre şekillenir.IRAK-SURİYE'nin  bir bölümü İsrail kontrolünde olur.Kürtlerin tamamen Bağımsız Devlet isteği bu şekile göre belirlenir.Türkiye yeni dizaynda Ortadoğu politikasında RUSYA ile hareket eder ki;buda Putin faktörünü ortaya koyuyor.Bu konuyuda ileriki yazılarımda açıklığa kavuşturacağım.

ERKAN MACİT


18 Kasım 2014 Salı

Atatürk'ün Vasiyeti ve Hilafet



 
     2004 yılında Akşam gazetesinde bütün Türkiye'yi ayağa kaldırması gereken önemli bir yazı yayınlandı. "Atatürk'ün Gizlenen Vasiyetini Açıklayın" başlıklı bu yazıda, araştırmacı-yazar Rahmetli Aytunç Altındal'ın bir takım iddialarına yer verilmekteydi.Ve o iddiaları bizde Sn.Koray Kamacı hoca ile Tv programlarında dile getirdik.

1. Atatürk bir vasiyetname hazırlamış, ölümünden elli sene sonra bunun açıklanmasını istemişti. Bu vasiyet, "Toplum henüz buna hazır değildir" bahanesiyle gizlenmiştir. Böylece Atatürk'ün hakları çiğnenmiştir.Aslında bu iddiayı bir kii daha yineliyor,ve devamlı bu konunun üzerinde demecler veriyor (Sn.Meriç Tumluer)

2. Altındal, Atatürk'ün elyazılı notlarından Hilafetle ilgili fikir ve tekliflerinin yer aldığını tahmin ediyor. Atatürk, Hilafetin babadan oğula geçecek şekilde değil de, İslam ülkeleri arasında rotasyonla değişecek bir şekilde yeniden ihyasını istemiştir.

3. Adnan Menderes, iktidarının son yıllarında Demokrat Parti Meclis grubunda milletvekillerine hitaben "Arkadaşlar siz isterseniz Hilafet'i bile geri getirebilirsiniz.." bir söz etmişti. Acaba Menderes Atatürk'ün vasiyetini biliyor muydu? Bu sözleriyle müminlerin mi yoksa Siyonistlerin mi dikkatini çekmişti?

4. Atatürk'ün vasiyetinin açıklanmasına ve millete duyurulmasına Kenan Evren engel olduğu söylenir. Acaba Kenan Evren Paşa, Diyalogçu ve Ilımlı İslamcıların ve Siyonist simsarların istismarını engellemek için mi böyle hareket etmiştir?

Bilgi, kaynaklarımdan aldığım bilgiler doğrultusunda tabiki yine söylüyorum; iddiaya göre, Kenan Evren Paşa zamanında vasiyetname açıldığı vakit, İsrail'in MOSSAD casusluk teşkilatı bunun kopyasını elde etmiş ve Tel Aviv'e göndermiştir. Yahudilerin Atatürk'le yakından ilgilendiği zaten bilinmektedir.Bu konu ile dahada yakından ilgileniyorlar.

Vasiyetnamede, Hilafet ile ilgili bilgiler ve tekliflerden başka, Atatürk'ün bazı yakınlarına servetinin bir kısmının dağıtılması konusunda da istekleri yer alıyormuş. Bu isteklerde hasıraltı edildiği söylenmektedir.

ve kilit ülke ABD, İsrail ve (VATİKAN) Papalık Müslüman dünyasının başına bir Halife geçirmek için harekete geçmiştir.Zaten son zamanlarda milletinde anlayacağı gibi bazı algı yöntemleri kullanıldı.Türkiye'de bazı operasyonlar algı üzerine kurgulanarak Malum üzre iktidardaki partinin eski Liderini halife ilan etme girişimleri ve algısı devamlı milletin beynine işlendi.

Ama, nasıl bir Halife?
  • 1. Ermeni veya Yahudi asıllı...
  • 2. Bir aday da, dini bir cemaatin başkanıdır. Agresif Evangelistlerle işbirliği yapıyor.
  • 3. Her hâlükârda, İslama ve Müslümanlara hizmet etmeyecek, efendilerine, yani Amerikalılara, Siyonistlere, Haçlılara hizmet sunacaktır.


Amerikalılar, dünya siyonizmi, papalık ve diğer İslam dışı güçler Müslümanların başını bağlamak, kendilerine itaat edecek, kendi emirlerini yerine getirecek bir Halife seçmek için şimdiden büyük masraflar yapmaktadır.
Dinlerarası Diyalog ve Evrensel Kardeşlik faaliyetlerinin perde arkasında bu Hilafet aşını pişirecek kazan kaynamaktadır.

1924'ten beri Müslümanlar başsız bırakılmıştır. Dünyada her dinin, her teşkilatın, her cemaatin bir reisi, başkanı var da Müslümanların yoktur.

Katoliklerin Papa'sı var.
Anglikanların kendi başpiskoposları var.
Yahova Şahitlerinin başı var.
Masonların üstad-ı azamları var.
Tibet Budistlerinin Dalay Lama'ları var.
Yahudilerin Hahambaşıları var.

Ama maalesef Müslümanların Halifesi, İmam-ı Kebir'i, Emirül-mü'mini bulunmamaktadır.

Böyle bir şey bir kısım dinsizlere göre gericilik sayılmaktadır. Ve buna kesinlikle karşı çıkmaktadır.
Bu konu Müslümanların zaten gündeminde değil.
Ama eloğlu boş durmuyor. ABD, İsrail, Vatikan Papalık, agresif Evangelistler İslam dünyasına bir Halife seçmek için kolları sıvamıştır...Bunuda algı yöntemi ile iki yıldır işlemeye çalıştılar.

son sözüm Müslüman Dünyası uyanık olmalı.Türkiye İslami değerlere sahip çıkan dünyada tek ülke İslami değerlere önem veren ve hassas ülke Türkiye üzerinde öyle büyük öyle akıl almaz planlar yapılıyorki;

Hergün ve her an gündem değişiyor.


Saygılarımla...



12 Kasım 2014 Çarşamba

Arz-ı Mevud projesi




 


   




     
Arz-ı Mev'ud yani 'Vaad Edilmiş Topraklar' meselesinin kökeni tahrif edilmiş Tevrat'ın Çıkış 3:8 bölümünde yer alan 'içinden süt ve bal akan topraklar' ve 'Kenan Diyarı' ifadeleridir. Tahrif edilmiş bu kitaba göre Yahudilerin tanrısı Kenan Diyarı'nı bir zamanlar İsrailoğulları'na vermiş. Konu, Aziz Paulos tarafından tahrif edilmiş İncil'e de yazılmış.
Buna göre tahrif edilmiş İncil'in Sayılar 34:1-12 bölümünde bu topraklar güneyde Mısır Nehri, Zin Çölü, batıda Akdeniz, kuzeyde Hor Dağı, doğuda Ürdün (Şeria) Irmağı ve Lut Gölü ile sınırlıdır. Tekvin 15:18'de ise “Aynı gün, Tanrı İbrahim'e 'Senin soyundan gelenlere Mısır Nehri'nden Büyük Nehre, Fırat Nehri'ne kadar uzanan toprakları veriyorum' diyerek bir antlaşma yaptı” der. Yine Çıkış, 23:31'de de Tanrı İsrailoğulları'na “Sınırlarınızı Kızıl Deniz'den Filistin Denizi'ne, çöllerden Fırat Irmağı'na kadar belirleyeceğim” der. (kaynak Arşiv)

   Yani İsrail çok derin işler peşinde,
İsrail'in yakın ve uzak hedeflerinin üzerindeki ve bu hedeflere yön veren “Temel Strateji” olarak bütün tarih boyunca Yahudi'nin hayatta kalmasına, ölüm-kalım şartlarında varlığını devam ettirmesine sebep İman esası”dır.
Dolayısı ile İsrail için iman söz konusu olduğunda ve bir emel uğruna iman ettiklerinde Yahudiler için herşey o yolda mübahtır.Ve onlar için 
ARZ-I MEV'UD Allaha iman etmekten daha önemlidir.süt ve bal akan topraklar' ve 'Kenan Diyarı onlar için bir temel projedir.Arz-ı Mev'ud için Vaad edilmiş topraklar konusunda önüne gelen hiçbir engeli tanımayan İsrail bugüne kadar yaptığı katliamlar ve insan kıyımları ile zaten bu uğurda herşeyi yapacaklarını gözler önüne seriyor.Ve Bugün günümüzde Ortadoğuda kan gövdeyi götürüyor.

İsrail için Türkiye de çok önemli. Çünkü Arz-ı Mev'ud'un sınırları Türkiye'nin güney ve güneydoğu kısmından bir bölgeyi de içine alıyor. Theodor Herzl'in 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde yapılan I. Dünya Siyonist Kongresi'nde yaptığı konuşmada sarf ettiği; "“Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki Nevşehir çevresi ve yakın dağlara kadar dayanır"
. sözü Vaad edilen topraklar projesinde yani Arz-Mev'ud için Türkiye'de İsrail'in planlarının içine dahil edilmiş bir konudur.
Ve İsrail o kadar güzel dizayn yapıyorki Ortadoğuyu istediği şekle sokuyor.Liderlerini iyi seçiyor.kendimi şunu demekten alıkoyamıyorum.


Arz-ı mevud'un ele geçirilmesi için bize yakın olmaları gerektiğini biliyorlar. PKK mecliste, İsrail'de mecliste mi acaba?

Saygılarımla