8 Ağustos 2014 Cuma

OSMANLININ ÇÖKÜŞÜ GİBİ!




OSMANLI DEVLETİ ÜZERİNDE OYNANAN AYNI OYUNLAR,BUGÜN TÜRKİYE ÜZERİNDE OYNANIYOR!

Bilindiği gibi Osmanlı döneminde milyonlarca Hırvat, Boşnak, Sırp, Arnavut, Arap, Acem, Musevi, Ortodoks, Katolik, Müslüman, sayısız etnik grup, mezhep mensubu hepsi barış, dostluk ve kardeşlik içinde yüzyıllar boyu sorunsuz yaşadılar. Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Anadolu'da, Doğu Avrupa'da yüzyıllardır çok dilli, çok kültürlü ve çok dinli toplumlar bir arada yaşamaya alışıklardır. Ancak Batılı toplumlar ve özellikle ABD yüz yıllardır bu karma kültürlerin bir arada yaşamasının mümkün olmadığını zannetti.

Ancak tüm bu barış içinde yaşayan toplumların arasına son 1-2 yüzyıl içinde amansız nefret tohumları serpildi.

Elbette bu nefret tohumları durup dururken, kendiliğinden bir anda ortaya çıkmadı. Batılı sömürgeci güçlerin söz konusu bölgeleri kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etme planları ve bu planın karşısında en büyük engel olarak gördükleri Osmanlı'nın birlik ve bütünlüğünü yok etme projesi doğrultusunda bu nefret tohumları özel ve suni olarak ekildi toplumlar arasına.

Irk, millet, kültür, din, mezhep farklılıkları bu nefretin oluşturulmasında temel unsurlar olarak kullanılırken Darwinist-materyalist-evangelizmin katkı sağladığı diğer düşünce ve ideolojik sistemler de en önemli itici güç olarak devreye sokuldu. Sevgi, kardeşlik, dostluk, barış, birlik, bütünlük gibi İlahi dinlerin insanlığa sunduğu güzel vasıfları reddeden bu sapkın ideolojiler insanlardan sevginin, dostluğun, kardeşliğin kaldırılması amacıyla özel görevliler tarafından toplumlara empoze edildi. Bu sapkın felsefelerin ürünü olan bireysellik, çıkarcılık, bölücülük, ahlak ve sınır tanımama, kavgacılık, çatışma, kan dökücülük, acımasızlık gibi Deccali anımsattıran özellikler toplumlara aşılandı.Sanki birileri birşeyleri Müslümanlık ve İslam alemi üzerinden Ve özelliklle Kuran-ı Kerim Ayetleri üzerinden çözümlüyor.Ve Onların istediği gibi herşey şekillenmek isteniyordu.

Tüm bu kapsamlı oyun ve entrikalar da dev bir İmparatorluğun sonunu hazırladı.
Elbette bu kaçınılmaz sonda Osmanlı'nın da önemli payı oldu. Osmanlı tüm bu bölgelerde meydana gelen fitne ve ayaklanmalara karşı manevi, imani bir eğitim programı uygulamaktan sürekli uzak durdu, çareyi hep fiziki yöntemlerde aradı. Birleştirici, bütünleştirici manevi ve kültürel çözümler üretmekten ziyade o bölgelere mimari eser sunma yönünde zayıf politikalar izledi.

Irak,Mısır,Suriye,Tunus,Lübnan kışkırtma ve ayrımclıklar ile birbir koptular

Tüm bu kopma ve bölünmelerin sonucunda ise 24 milyon km.karelik bir bölgeye hükmetmiş 600 yıllık bir cihan imparatorluğu paramparça edilerek yok edildi. Bu yıkımdan ise sadece Allah'ın Büyük Atatürk'ü ve kahraman Türk ordusunu vesile etmesiyle Lozan zaferi sonucunda 783.000 km.kareye kadar küçülmüş olan Türkiye Cumhuriyeti kurtulabildi.

Bugün Osmanlı'yı parçalayıp yok etmede kullanılan plan ve oyunlar birebir aynen Türkiye Cumhuriyeti üzerinde oynamakta. Farklı etnik kökenler bahane edilerek terör örgütünün ve yandaşlarının baskı ve çabalarıyla Türkiye'nin Güneydoğusu'nun bölünmesi yönünde çok kapsamlı bir faaliyet yürütülmekte.

Güneydoğu'nun ayrılması ise yalnızca bir başlangıç. Ardından Türkiye'yi 16 ayrı özerk bölgeye parçalama aşaması geliyor. İşte tehlike bu derece açıkken, bunu görmezden gelmek, kayıtsız kalmak, gerekli acil tedbirleri almakta gecikmek Osmanlı'nın son dönemde düştüğü gafletin doğurduğu aynı vahim sonuçlara yol açabilir.

Yani BAŞLIK ; OSMANLININ ÇÖKÜŞÜ GİBİ;

Saygılarımla