28 Mart 2014 Cuma

KOD ADI SURİYE

      Türkiye 17 Aralık 2013 te Hükümet kabinesinde yer alan bazı devlet adamlarının gırtlağına kadar
bulaşmış yolsuzluk ve talanların içine bulaşmış olayları ortaya koyan operasyonla SALLANDI.
Hemde ne sallanmak 9,8 şiddetinde deprem etkisi yarattı.Bu tarihi operasyonla millet olarak anladıkki
Ülkemizde 11 yıldır herşey kitabına uygun şekilde ayarlanmış.Herşey usulüne uygun örtbas edilmiş.
İşte bu had safhada millet olarak Sn Başbakandan  ne oluyor? nedir bu rezillik? benim hükümetimde böyle bir yolsuzluk yapılırmı? sorusunu yada sorgulamalarını beklerken gördükki Sn Başbakan yapılanların herşeyin
Lobi faaliyeti olduğunu,bunların sahte olduğunu beyan edip korumaya geçti.Hadi onu anladım doğaldır.Kendi hükümetinin kabinesindeki bakanları yolsuzluk ve usulsüzlük olaylarını neden örtbas etmeye başladı onu anlayamadık?Hakimler savcılar değiştirildi,Emniyet Müdürleri değiştirildi,Polisler sürüldü.Türkiyede kolluk kuvvetleri arası gel-git ler oldu.Tüm bu süreç cemaate yıkıldı..Cemaatin yaptığı iddia edildi.Artık yoldan kedi bile geçse bu cemaatin adamı dediler.İlginçtirki; bu görevden almaları yerine hiçde o konuyavakıf olmayan
amirler memurlar atandı.Ve dosyalar karartıldı içeri girenler bir bir çıktı.Neyse geçelim bunları diyeceğim fakat olaylar bu haddeden son zaten başladı.Ne hikmetse hükümet içersinde bir takım hadiseler oluyor,ama bu millete yansıtılmıyordu.Neydi Bu hadiseler İlk başta Sn Bülent ARINÇ istifası söz konusu iken aniden tersi yönde davranışa girdi.Sn Cumhurbaşkanı olaylara sessiz kalırken belli bir süre, birden tersi bir şekilde konuşmaya ve çözülmeye başladı.Önüne ne gelirse imza etmeye başladı.Issız ADAM artık konuşuyordu.Şimdi bu süreçte ilerlerken Hükümet ani bir şekilde kan kaybediyordu.Ayrıca kılcal damarlara nüfus eden virüslerde vardı.
     
   Bu virüslerle mücadele olayıda vardı.Tabiki hal böyle iken Ulusal Güvenlik,İç güvenlik ne derecede sağlamdı.Sınırlarımız her türlü provake eylemlere açık konumda ve bu durumda iken Türkiyenin zaafları kendini bitap duruma getirirmiydi?Bunlar tartışılması gereken diğer konular.Asıl konumuz Yolsuzluk ve Usulsüzlük Rüşvet yeme olaylarının seçim öncesi unutturulmaya çalışılması,Ergenekondan içeri girmiş masum insanların dışarı salıverilmesi ile iyice anlaşıldı.Bu bir operasyondu ve şifreliydi.Yolsuzluklar unutturulacak.
İşte bu bağlamda seçimler Türkiye için çok önemli bir devrin arefesi olmuştu.30 MART Yerel Seçimlerini
Sn Başbakan istiklal mücadelesine çevirmişti.Her gittiği mitingde saldırgan,öfkeli,ayrımcı mesajlar veriyordu.
Halkı bir takım odak noktalara kışkırtma yapıyordu.Vel hasıl derken anket çalışmaları hız kazandı seçim çok önemliydi,adaylar titizlikle seçiliyordu.Her şehir her bölge çok önemliydi.Buna göre ayarlar yapılıyordu,
   
   En önemli şehirler muhakkakki İSTANBUL-ANKARA-İZMİRdi adaylar bu bölgede duruma göre seçildi
İstanbulda Aziz Babuşçu olacakken SARIGÜL ün  aday olması planı değiştirdi ve K.Topbaş yeniden aday gösterildi.ve Ankara Melih Gökçek buda özellikle idi.Ve İzmir Binali Yıldırım İzmir için iyi bir aday olarak düşünüldü.İzmirin CHP nin kalesi olduğunu iyi biliyorlardı.Binali Yıldırımda bu kaleyi içten feth edecekti.
Şimdi tüm bu süreç ilerlerken hükümet cemaate saldırıya devam ediyordu.Bu sürecin nereye gittiği belliydi
Taraflar birbirine tersti,fakat cemaatı bu kadar aşağılamak neye yarayacaktı?bu bir soru işareti.
   
    Sn Başbakanda bir öfke bir kin hali vardı.heryere saldırıyor,hakaretler ediyor,insanlara ezici davranıyordu.
Ya montaj lobisi yada vaiz lobisi yada pensilvanya laflarını çok duyuyorduk.Yağmur yağsa Cemaat yağdırıyor diyordu.Kuş uçsa cemaatin kuşu diyordu.Tub patlasa cemaatin you tubesi diyordu.Buraya kadar tamam anladıkta,bu cemaate yüklemeler sanki birilerin işine geliyordu.Ben iyi analiz ettim ve süzgeçten geçirdim.
Bütün bu olayların arkasında cemaat var demek zaten Sn Başbakana yarıyor o bir gerçek,amaaa diğer bir gerçek Sn Başbakanın etrafında içimize sızmış ajanlarında işine yarıyordu.Yani sevgili okurlarım İçimizden dışımızdan gırtlağımıza kadar Ajan doluyuz.Tabiki bunların deşifre edilmesi gerekirken ne hikmetse edilemiyordu.Neden? çünkü Hükümet gırtlağına kadar yolsuzluğun ve kirli işlerin içinde idi.Yaşanan en son
SURİYE ile alakalı savaş çıkarılma konusunu ele alan tape ve dinleme kaydının ÜLKEMİZ açısından ne kadar TEHLİKEDE olduğumuzu gösteriyordu.Bu ses kayıtlarının daha içeriğine girilmeden Sn Başbakan mitingde Paralelcilerin işidir diyordu.Bu şuursuzlukmuydu? yada mevzuyu başka yere kaydırmamıydı?
       
    Toplantı yapılıyor Ulusal Güvenlik toplantısı ve burada SURİYE ye nasıl gireriz hesabı yapılıyor
Ve bu tapelere kaydedilip dışarı servis ediliyor.Bu büyük bir güvenli zaafıdır.Demekki güvenlik sıfır, yok tersi ise orada sizden başka kimse yok bunu kim kayıt altına alabilir.Kayıt yapma bilgi toplama ve bu enfermasyonları kontrol ve takibini yapan kurum bellidir MİT. O halde MİT o ortamı dinlemeye aldı.
Ve kayıt dışarı servis edildi.Yani biz kendi kendimizi dinliyoruz dışarı servis ediyoruz.
Malesef yapılan ince hesaplar senaryolar Türkiyenin BÜYÜK bir tehlikede olduğunu işaret ediyor.Bana Göre Türkiye ye büyük bir oyun oynuyor içimizdeki hainler ve bu oyunun KOD ADI SURİYE
İşte bu seçimler o yüzden çok  önemli sevgili  okurlar.Türkiye Hükümeti malesef sınıfta kalmıştır.
DEVLET kurumunu iyi yönetemediği gibi birçok zaaflar ve yaralar vermiştir.Bakın seçimden sonra ekonomik kriz kapıda,Ülkenin iç ve dış güvenliği tehdit altında İRAN ajanları ülkemizde cirit atıyor.Hükümet Suriyeye girsin diye her yolu denedi Ordu girmek istemedi.Ama hala hükümet SURİYEYE girmeye ısrarlı.
Bu sürecin kimseye faydası olmaz.SURİYE yalnız değil,arkasında RUSYA ve ÇİN kısmende figuran rol alan İRAN var.Hükümet yanlış yolda,Türkiye tehlikeye adım adım ilerliyor.

ARTIK SÖZ SİZİN MİLLET,YA KADERİNE RAZI OL YADA GELECEĞİNE HÜKMET
HAYDİ ŞİMDİ VATANI BİRLİKTE YÜCELTMEYE,BU VATAN BİZİM BU MİLLET BİZİM
İÇİMİZDEKİ HAİNLERE SON VERELİM.

Saygılarımla  28-03-2014